İnsanlık tarihi boyunca, mağara adamlarının çizdiği resimlerden günümüze, hikaye anlatmak en etkili iletişim yöntemlerinden biri olmuştur.
İster bir öykü, ister bir arkadaşınızın gün içinde başından geçen bir olayı anlatışı olsun, ister izlenilen bir sinema filmi veya bir fıkra olsun, güzel bir hikaye dinlemekten keyif alırız.
Bir sunum dinlerken, power point slaytlar veya spot mesajlar ne kadar etkili olursa olsun, İspanya’daki araştırmacılara göre, beyinin sadece belli bölümleri etkili olabiliyorken, bir hikaye dinlerken beyindeki faaliyetler bariz bir biçimde artıyor.
Hikaye dinleme sırasındaki faaliyetin farkı şu: beyin, hikayede anlatılanı yaşamış gibi uyarılıyor. Örneğin, izlediğiniz bir sunumda, çok da güzel görseller eşliğinde bir hamburger anlatılıyor olsun. Gördüklerinizden ve duyduklarınızdan kuşkusuz etkilenirsiniz. Ama biri, geçen gün yediği bir hamburgerin ne kadar lezzetli olduğu, ekmeğinin tazeliği, köftesinin baharatı, içindeki ek malzemelerin çeşitliliği ve tazeliği ile ilgili güzel bir hikaye anlattığında, o hamburgeri yemiş kadar olursunuz : )
Princeton Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyelerinden Dr. Uri Hasson bu durumu “senkronize” olmak diye adlandırıyor. Bir şeyi tecrübe ettiğiniz ve hikayesini anlattığınız zaman, dinleyenlerin de sizinle senkronize olarak aynı şeyleri hissetmesini sağlarsınız. En azından beyinlerinde gözlemlenen bu oluyor.
Bu yüzden sunumlarınız, konuşmalarınız kadar, sosyal hayatta da fark yaratan bir konuşmacı / iletişimci olmak için şu 3 yöntemi deneyin:
Dinleyin ve gözlem yapın
Sadece nasıl hikaye anlatacağınıza, ne hikaye anlatacağınıza, kendi hikayelerinize odaklanmayın. Yaşadığımız her gün, aslında küçük küçük bir çok hikayeye gebedir. Sizin kadar başkalarının da hikayeleri oluyor her geçen gün… Siz de onların hikayelerine kulak verin, o hikayeleri cebinizde biriktirin. Yarın bir gün, dinlediğiniz hikayeler, onları ikna edeceğiniz bir konuda en güçlü ikna kaynağınız olabilir : )
İlham alın
Türk toplumu olarak hikaye konusunda çok şanslıyız. Köklü tarihimiz, coğrafyamızdaki kültür çeşitliliği gibi sebeplerle, hikayesi bol bir toplumuz aslında. Mitolojiden, aşıklardan, masallardan, tasavvuftan vb bir çok kaynaktan okuyup, beslenebileceğimiz sayısız hikayemiz var.
Karmaşıktan ziyade basit hikayeleri tercih edin
Hikaye dinlemek kadar bazılarımız için hikaye anlatmak da zevkli olabilir. Özellikle de bir sunum/konuşma sırasında bir hikaye anlatıyorsanız, onu dillendirirken mesajınızdan çok sapmadan, varmak istediğiniz yerden çok uzaklaşmadan, detaylardan ziyade” duyguların” insanların aklında kalacağını bilerek anlatmaya özen gösterin. Yani eskilerin tabiri ile “kıssadan hisse” etkisinde olsun hikayeleriniz.